Reçete olayında yolsuzluk iddiası doğru olsun veya olmasın bedeli, hem iddia edilen vurgunun ceremesi şimdiden sigorta emeklilerinin cebine el atılarak ödenmeye başlandı. Efendim, genelde yaşını almış emekliler Devlet Hastanesine muayeneye gidecek. Doktor kontrolünden geçecek, tahliller, röntgenler vs yapılalacak doktor götürülüp gösterilecek, icabında farklı branşlarda iki üç doktorda da muayene edilecek, kulak burun boğaz, göz, dahiliye, ürolog, kalp damar vs, hepsinden icap eden reçete alınacak. Hastane eczanesinde mevcut olmayan ilaçlar için reçete mühürlenip dıştan alınacak, fatura alınıp Sigortalar Dairesine götürülecek ve parası ödenene kadar sıkıntılara katlanacak.

         Hastanede sıra bulma, sıra bekleme, girişte kayıt, sonrasında doktor kapısında bekleme, geldiydi gelecekti, gelmediydi, geç geldi o ayrı, doktorun vizite sayısı doldu yarın gel bu da daha ayrı mesele. Artık, bastonla sabah saat dörtte mi Hastane kapısına dayanılır yoksa saat sabah ikiden mi köyden yola çıkılır bilemem. Lakin Roma’ya gidip Papa’yı görememek de var, ertesi gün de var dayı, bu gün git yarın gel teyze, Allah uzun ömürler versin. Madalyonun öteki tarafı da var, soruşturdum Hastaneye pek rağbet yok dediler, eczanelerden gidip sigortasız alıyor, parasını tam ödüyor emekli, yapacak bir şey yok, ileride alacak beklentisi de yok, işte madalyonun öteki tarafı da bu. Neyse, vurgun varsa eğer işte karşılığı emeklinin cebinden karşılanır nasılsa, mesele yok!!

         Bu emeklinin cebinden karşılanır olayı bana bir zamanlar Elektrik Kurumunda yaşananları hatırlattı, zarar eden Kurumun günün sonunda nasıl kara geçtiğini sonuçta Yönetim Kurulu Başkanının açıklamasıyla duyurulmuştu. Konu şöyleydi. Yeni satın alınan konutlar, daireler için elektrik bağlanması için Daireye müracaatta sayaç için toplu miktarda ödeme yapılırdı, bir süre sonra elektrik bağlanırdı ama sayaç olmadığı için önceleri ev sahiplerine ortalama ayda 300 kw kullanacağı düşünülmüş ve bunun üzerinden ödenmesi sabitlendi, konutta ikamet edilir edilmez hiç fark etmez, 300 KW üzerinden ödeme yapılacak. Bundan en fazla etkilenen yurt dışında yaşayanlar oldu. Yılda bir defa en çok bir aylığına gelir, fazlasını da annelerin evinde geçirirler, ama kullanmadığı elektriği ödeyecek. Sayaç takılmamış konutların ada sakinleri az tüketebilir neden fazla ödesindi.  

        Aylar geçti sayaçlar takılmaz derken iki üç ay sonrasında 300 KW oldu 500 KW Kurum yönetimi  kararıyla. Ülkede yaşayanlar şikayet etti, parasını çoktan ödedik niçin sayaç takılmaz da alaguduru ödetirsiniz diye. Cevap, yapacak bir şey yok. Aylarca tüketim sıfır KW ama 500 KW den ödendi, binlerce insan boş evlere. Epey zaman sonra sayaçlar takıldı. Yönetim Kurulu Başkanı açıkladı gazetede okudum, ‘Kurum şu kadar kara geçti ‘. Alkışlar sayın başkan. İşte Kurumun şimdiki durumu ortada, yanlış yapılmaya çoktan başlandı ama öyle ama böyle, yanlışın doğrusu faydalısı yoktur, adet haline getirilse asla hayrı yoktur. Nasıl kar edildiğini iyice düşünelim. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ülkemize katkısını esirgemez amma yok da böyle Ali Cengiz oyunlarıyla. Bu kadar ciddiyetsizlik olmaz, gün gelir söylenir. Bu sayaçsız uygulaması tam bir rezaletti, kar yerine tamamen iflas da olabilirdi, dedik ya çok çürüktü. Temeli böyle mi da hala ayağa kalkamadı?

         Sayın ilgililer, emeklilerin bu reçete meselesini kolaylaştırınız, hem maddi açıdan zorlanırlar hem  eziyettir. O yüzden insanlar özel Hastanelere gitmeye mecbur kalır. Varsa yolsuzluk vurgun eğer, bunu her açıdan emeklilere ödetmeyin.