İktidar bakanları, milletvekilleri, hükümetin yaptığı neredeyse her şeye itiraz gelmesinden şikayetçi; “Hükümet doğru da yapsa yanlış da yapsa hep yanlış yaptı şeklinde bir yaklaşım var” diyorlar…...

İktidar bakanları, milletvekilleri, hükümetin yaptığı neredeyse her şeye itiraz gelmesinden şikayetçi; “Hükümet doğru da yapsa yanlış da yapsa hep yanlış yaptı şeklinde bir yaklaşım var” diyorlar… Hükümetin iyi yaptığı o kadar az şey var ki; zaten büyük hataları ve söz verip yapamadıkları o az sayıdaki iyi şeyi de yok ediyor… Hükümet edenler, “niye hep tepki görüyoruz?” diye şikâyet edeceklerine ve sanki de haksızlığa uğruyormuş gibi yapacaklarına biraz düşünsünler bakalım neden böyle oluyor. Gerçekten neden tepki gördüklerini anlayamıyor, göremiyorlar mı yoksa işlerine öyle mi geliyor? Tepki görüyorlar çünkü toplum faydasına işler yapmıyorlar. Bu toplumun ihtiyacı olmayan, istemediği şeyleri yapmakla uğraşıyorlar. Ne kadar halkı rahatsız eden şey varsa, onları yapmaya çalışıyorlar ve tüm tepkilere rağmen bunda ısrar ediyorlar. Halkın ihtiyacı, önceliği olan işlere ağırlık vermiyorlar, onları görmezden geliyor, öteliyorlar. Yasalara, anayasaya aykırı olan işlerle toplumun karşısına çıkıyorlar. Sürekli olarak, kararları, yasaları, tüzükleri, kanun hükmünde kararnameleri yargıdan dönüyor ama yine de ders almıyorlar. Halkın rahatlaması, sıkıntılarından arınması için hiçbir şey yapılmıyor. Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, dövizin sürekli yükselmesiyle iki yıldır devam eden bir ekonomik kriz var, her gün her şey pahalı oluyor, hükümete sürekli olarak “hayatın ucuzlaması için bir şeyler yapın” deniyor, tabii ki öyle bir tedbir yok. Tam tersine hayatı pahalı eden adımlar hükümetten geliyor. Türkiye’deki büyük depremlerden sonra ülkemizde de riskli bulunan okullar, hastaneler, sağlık ocakları hiçbir zaman hükümetlerin önceliği olmadı… Yine iki yılı aşkın süredir ilaç sorununa, yani “ilaç bulamama” sıkıntısına çare bulunamadı. Trafikten, çevreye, iş yaşamına kadar hemen her şey darmadağın… İnsan kaçakçılığı mı istersin, hayvan kaçakçılığı mı gıda kaçakçılığı mı, aklınıza gelen her türlü kaçakçılık var ülkede… Ekonomik akıldan yoksun işler nedeniyle tüm kurumlar perişan halde… Bir şey için de “işte bu tamamdır” diyemiyoruz… Mesela bir Ercan ihalesi var, yılan hikayesine döndü bir türlü yeni havaalanı terminaline kavuşamıyor bu ülke, yükümlülüğünü yerine getiremeyen yatırımcıya sürekli olarak tolerans gösteriliyor, toplumdan gelen tepkilere rağmen. Yarın yine meclis önünde eylem var? Neden acaba? Yaklaşık dört yıldır kötü yönetim ve istismarlar nedeniyle Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) krize sürüklendi, akıl almaz bir şekilde sanki de batsın diye uğraşılıyor. Önce kurumu perişan hale soktular, sonra da “mecburuz” deyip adrese teslim "Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı" geçirmek istiyorlar. Tabii ülke genelinde buna ciddi bir muhalefet geliyor, yalnızca sendikalar değil, meslek örgütleri de örneğin Ticaret Odası da buna karşı çıkıyor ve “Hiçbir hükümetin, halkın 20 yıl süreyle kullanacağı mal veya hizmeti ihalesiz almaya yetkisi olmamalıdır” diyor. Bunun başka büyük projeler için kötü bir emsal olacağı vurgulanıyor… Bunu herkes görüyor da bir hükümettekiler göremiyor mu? Önce KIB-TEK’i çalışamaz hale getireceksin, sonra da bunu mazeret gösterip, ihalesiz işler yapmak isteyeceksiniz. Peki bunun toplumdan onay alamayacağını göremiyor musunuz? KIB-TEK’e ihalesiz, doğrudan alımlarla yakıt tedarikine alıştılar, tüm işleri böyle yapacaklarını sanıyorlar. Kaldı ki bu doğrudan alımlarla kurum çok büyük zarara uğratılmıştır. Hükümet, maaşlardan kesinti ve ek vergiler konusunda bile halkı ikna edemedi, onay alamadı, yok ki ülkenin gelecek 20 yılını ilgilendiren ilgili bir konudaki "Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı"na onay alacak. Bu ülkeyi yönetenler, halkın birçok önceliği varken, cumhurbaşkanlığı binası ve meclis binasında da ısrar etmiştir, hem de büyük tepkiler varken. Yönetenler, bunu muhataplarına anlatamamıştır. Daha başka birçok şey de anlatılamıyor, ülkeyi yönetenler gerçekleri görmek istemiyor, sürekli olarak halkın büyük bir bölümünü karşısına alıyor. Hükümet edenlere; “Yanlış yoldasınız”, “Bunu yapmamalısınız” diyenleri de düşman gibi görüyorlar, hain ya da Türkiye düşmanı ilan ediyorlar. Neden tepki gördüklerini, neden hep eleştirildiklerini, neden hep eylemlerle karşılaştıklarını biraz gerçekçi düşünürlerse bulacaklar. “Mecburuz, yapacak bir şey yok” üzerinden yasalar, anayasa ihlal edilemez, toplum vicdanı da ezilip geçilemez, “çaresizlik” üzerinden politika üretilemez. Bunu anlamaları gerekiyor…  

05 Nisan 2023