Zamların ardı arkası kesilmiyor, normal bir ülke olsak “Hükümet, vatandaşın sabrını sınıyor” diyeceğim ama bizde öyle şey yok…

   Öyle bir ülke değiliz biz, sabırlar taşmaz buralarda, insanlar sinir olmaz, çıldırmaz, sokağa dökülmez…

    Peki ne olur? Söylenirler…

    Evet kendi kendilerine söylenirler ve sosyal medyadan sövüp sayıp öfkelerini bastırırlar.

    Ne isterse olsun bir alışmışlık hali var halkımızda, sonu hiç gelmeyecek bir kanıksama…

    Sanki havadan insanlarımızın üzerine sakinlik tozu serpilmiş gibi…

    “Sabrı sınamak” diye bir şey var ya; ülkeyi yönetenler sabrını sınıyor bu halkın.

    Mesela tüp gaz zammına bir bakalım; 9 Şubat’ta 10 TL zam yapılmış tüp gaza ve 390 TL olmuştu.

    Az bir rakam değil aslında 10 TL ama bakmışlar ki halktan ses çıkmıyor “bu kez de 25 TL zam yapalım” demişler ve yapmışlar.

     Aynı ay içinde, daha ay çıkmamış, bir ayın başında bir de sonunda bastılar zammı.

     10 TL’ye itiraz edilmeyince 25 TL geldi ve tüp gaz 415 TL oldu…

     Bence az bile yaptılar, keşke 40 TL yapsalardı, müstahaktır bu halka…

     Bir arkadaşımız bugün, “Mademki tüp gaz pahalı oldu şofbeni elektrikli satın alalım, değişelim. Elektrikli şofbenler de var” dedi.

     Tüp gaz ve elektrik, bazı cihazlarda birbirinin alternatifidir ya birisi ucuzlayınca diğerine yönelmek ister insanlar…

     Yaaa isterler de bırakırlar mı yönelsinler?

     Tüp gaz 25 TL zamla 415 TL’ye yükselir de elektriğe zam yapılmaz mı?

     Tüp gaza yapılan zamdan saatler sonra elektrik tarifelerine yüzde 15’lik artış geldi.

     KIB-TEK, asgari ücrete yapılan artış oranını dikkate alarak maktu ücrete yüzde 52.38 zam yapmış…

      Olayların, skandalların, istismarların KIB-TEK’i, batırılan, mahvedilen KIB-TEK arka arkaya zamlarla karşınızda…

      Kurum iyi yönetilmiyor, hizmeti de iyi değil ama zammı okkalı…

      Ne yani asgari ücrete yapılan artışı, vatandaşa yedireceklerini mi sandınız?

      Yedirmezler, arka arkaya gelen zamlarla verilenin fazlasını geri aldılar.

      Aynı anda hem tüp gaza hem de elektriğe okkalı zam; ye yiyebilirsen…  

      Hani somun ekmek de 15 TL’den hükümetin müdahalesiyle 12 TL’ye ya da ne bileyim 13.5 TL’ye falan düşürülmüştü ya, çok süremdi tekrar 15 TL’ye çıktı.

      Oyuncak gibi, vatandaşla dalga geçer gibi…  

      Ekmeğin yanında pirinç de tuvalet kâğıdı da çamaşır ilacı da zamlanmış…

      Aslında böyle tek tek saymaya da gerek yok, hemen her şey pahalı ve de pahalı olmaya devam ediyor, edecek…

      Akaryakıt, tüp gaz, elektrik zamlandıktan sonra her şey pahalı olur zaten…

      Yani bu zamlar başka zamları tetikler ama böyle olmasa da zamlar durmaz ki, durmayacak…

      Genel sistem pahalılık üzerine kurulmuş gibi, dizginlenemeyen bir pahalılık var.

      Yukarıda saydıklarımıza ek başka ürünler de sayabiliriz, mesela et pahalı, süt pahalı, süt ürünleri pahalı, sebze meyve pahalı…

      Birkaç gün önce su da zamlanmıştı…

      Ev kiraları ödenemez durumda…

      İnsanlar arada restorana giderdi, gidemez oldu…

      Aklınıza gelen her şey pahalı, üstelik pahalılığın büyük bölümü devlet eliyle yaratılıyor.

      Bu arada et başta olmak üzere birçok şey Güney Kıbrıs’ta, Kuzey Kıbrıs’tan daha ucuz olmaya başladı.

     Hem de Euro değer kazanmaya devam ederken, bu kadar yüksekken, güneydeki birçok ürünün kuzeyden ucuz olması manidardır değil mi?

     Ülkemiz, yolsuzluklar, usulsüzlükler, skandallarla çalkalanırken, başımıza bir de “sahte diploma çetesi” musallat olmuşken, hiçbir kronik soruna çare bulunamazken, narenciye ürünümüzü ihraç edememe sıkıntısı gibi yeni sorunlarla boğuşurken, pahalılık da belimizi büküyor bir taraftan…

      Ne güzel bir tablo değil mi?

      Sabrı sınanıyor gerçekten bu halkın ama taşmıyor o sabır bir türlü…

      Hep daha büyük dertler daha büyük skandallar daha büyük zamlar bekler gibi…

      Söylen babam söylen, söylenmekle, sosyal medyaya yazmakla bir şey olmayacağını anlayamadık mı daha?

      Daha ne olmalı bu sabrın taşması için?

      Ülkeyi yönetenler hiçbir sorunu çözemez, hiçbir işi başaramaz bir durumda, ülke yaşanmaz hale geldi, her şey darmadağın oldu.

     Yönetenler sabır sınamaya, vatandaşlar kanıksamaya devam ediyor…

     “Sürdürülebilir değil” diyoruz ama ne ilginçtir, yığınla sorunla sürüyor, sürüne sürüne adeta işkence haliyle gidiyor…

      Statüko düzeni, eziyete dönüşmüş hayatları, yine de bir şekilde kontrol ediyor.

      Ne psikolojik bir kaos ya da bir tür bilmece bu böyle?     

      Ha sahi, konumuz zamlardı, zamlardan bahsediyorduk değil mi?

      Hiç sorun değil, yapın zamları, daha fazla yapın, mademki sesi çıkmıyor bu halkın, niye yapmayasınız ki?