Koleksiyonerlik… Uzun zamandan beridir hobi olarak gönül verdiğim bir uğraşın içerisindeyim. Ara sıra terapi niyetine koleksiyonlarımın bakımı ve temizliği ile uğraşıyorum. Bir nebze de olsa hayatı...
Koleksiyonerlik… Uzun zamandan beridir hobi olarak gönül verdiğim bir uğraşın içerisindeyim. Ara sıra terapi niyetine koleksiyonlarımın bakımı ve temizliği ile uğraşıyorum. Bir nebze de olsa hayatın stresinden beni alıyor, geçmişin en derinlerine kadar bir zaman yolculuğu misali bulunduğum zamandan uzaklaşıyorum. Sonra birikimlerimi ve koleksiyonumu sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Paylaşıyorum ki elinde olanlar değerlerini bilsin ve sahip çıkıp bir sonraki nesillere miras bıraksın. Bu paylaşımlarım etkili oluyor ki tahminimden de fazla nostaljiye ve antikaya meraklı insan var.
Bunun üzerine geçmişe özlem duyan, koleksiyona ve antikaya ilgi duyanlar için bende bu sayıdan itibaren “koleksiyonculuk ve antika” üzerine yazı serisi yapmaya karar verdim. İlgi duyanlara yol göstermek ve yeni başlayacak olanlara fikir vereceğini düşündüğüm yazımın ilk sayısında basamağın ilk sırasından başlayacağız. İlk yazı konumuz, “Koleksiyonerlik Nedir”… Koleksiyonerlik sadece vakit ve nakit işi olarak görülse de, aslında büyük bir tutku, sabır ve gönül işidir. Biriktirilen her obje, sonsuz bir özverinin izlerini taşır. Belki kendi kültürünü, geçmişini öğrenmek olabilir, belki kaybolan anılarını aramak, geçmişin izlerini taze tutmaya çalışmak… Belki de beğenilerini, beğendiklerini geleceğe taşımak. Hatta kendine bir geçmiş satın almak… Ama nedeni ne olursa olsun koleksiyonerlik, sadece kültürel bir hobi değil; kültürel mirasları korumak, saklamak ve taşımak açısından bambaşka bir değere sahip.

En değerli kültürel hobi: Koleksiyonerlik
Koleksiyon; Fransızca kökenli bir sözcük. Hemen her konuda yarar sağlama, öğrenme, zevk, keyif, koruma, kâr ve yarar sağlama amacıyla nesnelerin özelliklerine göre derlenip sınıflandırılması demek. Her tür objenin sınıflandırılıp, sistematize şekilde birikilmesidir. Hemen her konuda zevk, keyif veya öğrenme veya koruma veya kâr ve yarar sağlama amacıyla nesnelerin derlenip bir araya getirilerek, özelliklerine göre sınıflandırılmasına koleksiyon denilir. Koleksiyon genelde ticari açıdan üretilmiş ürünlerde, bir düzeni takip eden sınırlı süre içinde sınırlı üretim adeti olan ve üretimi bittikten sonra aynı kalitede üretimi tekrar etmeyen her türlü satın alınabilir ürünlerin genel adıdır. Çeşitli ürün, eşya, nesne ve objeleri sistemli ve düzenli olarak bilinçli şekilde biriktirme eylemine “koleksiyonculuk” denir. Koleksiyon ya da koleksiyonculuk yapan kişilere koleksiyoner denilir.
Sözlükte “koleksiyon” kelimesi “Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü” olarak anlamlandırılıyor. Bu tanımdan, ilgi duyduğumuz, bir araya getirmekten zevk aldığımız her şeyin koleksiyonunu yapılabileceğimiz sonucunu çıkarabiliriz elbette. Koleksiyonerlik tekil bir şey gibi. Bir nevi sizinle yaşanıyor ve bitiyor. Barış Manço örneğinde olduğu gibi, insan vefat ettikten sonra koleksiyonları darmadağın olabiliyor. Para ve emeğin yanı sıra bu işte büyük bir tutku ve sabır var. Koleksiyonerliğe başladığım yıllardan itibaren çok güzel dostluklar edindim. Koleksiyonerler, duygu dünyaları, kalpleri ve hayalleri zengin insanlardır. Onlar için önemli olan bir obje başkaları için sıradan bir şey olarak görülebiliyor. Siz öldükten sonra da koleksiyonunuza sahip çıkan olmadığından yok olabiliyor. Bu da insanı biraz üzüyor. Günümüzde varlıklı insanlar sahip oldukları koleksiyonları müzeye çevirebiliyorlar. Bu kültürün devam etmesi gerekir.
Neden koleksiyon yapılıyor? Bir insan neden koleksiyon yapmak ister ki? Bunun cevabı en az koleksiyonu yapılacak materyaller kadar çoktur aslında. Ancak belli başlılarını saymak gerekirse kimi insan kendi kültürünü, geçmişini öğrenmeyi istiyor; kimi kaybolan anılarını arıyor, geçmişin izlerini taze tutmaya çalışıyor; kimi de zevkle faydalandıklarını yarınlara taşımaya çalışıyor diyebiliriz. Hatta geçmişlerini unutmak isteyen veya geçmişi silik geçen insanların kendilerine geçmiş satın alma kastıyla koleksiyon yapmalarına bile rastlayabiliriz. Kısacası insanlar çok farklı düşüncelerle koleksiyona yönelebiliyorlar. Koleksiyonerliği sadece kültürel bir hobi olarak görmemek lazım. Sanayi ve ticaret alanında gelişen kuruluşlar, işletmelerinin bünyesine kattıkları gerek kendi eserleri gerekse koleksiyon değeri olan farklı eserlerle hem kültürel hizmette bulunup hem de bu koleksiyonlardan ciddi anlamda kazanç da sağlayabilmekteler. Koleksiyonlar, nitelik ve nicelikleri ne olursa olsun bir anlamda ticari önemi de haizdir diyebiliriz.
“Sana pul koleksiyonumu göstereyim mi?” sorusu espri konusuna dönüşmüşse de koleksiyonculuk denince akla ilk gelen materyal puldur. Bununla birlikte topladığınız materyal ne olursa olsun mutlaka kendinize göre bir düzeniniz olmalı! Koleksiyonunuz genişledikçe kategorize etmeli ve kayıt tutmalısınız. Kâğıt ya da madeni para da en çok koleksiyonu yapılan materyallerdir. Koleksiyon sahibi olmak için büyük maddi imkânlara sahip olmak gerekir mi sorusunun cevabı toplamak istediğiniz nesneye göre değişir. Kurşun kalem koleksiyonu yapmak isteyen kişinin harcayacağı para miktarıyla büyük ressamların tablolarını toplayan kişinin harcayacağı miktar elbette farklı olacaktır. Fakat bu durum her ikisinin de koleksiyoner olduğu gerçeğini değiştirmez. Kişiyi iyi bir koleksiyoner olmaya itecek ana özellik sahip olduğu merak duygusu olacaktır. Böylece koleksiyonuna zor bulunan nadir parçalar ekleyecek, her biri hakkında araştırma yapıp bilgi sahibi olacak, nasıl muhafaza edeceği konusunda orijinal yöntemler bulacaktır.
Ya saklamasalardı?
Her insanın fıtratında biriktirme dürtüsü vardır. Çok azında hastalık olarak görülen biriktirme merakı genelde insanın koleksiyonerliğe yatkınlığının da bir emaresidir. Belki de biriktirdiğimiz şeylerle esasen herhangi bir şey veya şeylerin koleksiyoneri olduğumuzun farkında değiliz demek bile mümkündür. Ninelerimizin çeyiz sandıklarında sakladıkları, türlerinin en iyi örnekleri el işi örmeler, dokunmuş kumaş veya kök boyalı iplik çeşitleri ihtiyaca binaen mi saklanmaktalardı yoksa sahip oldukları koleksiyonun varlığından duydukları zevk veya geleceğe taşımak istedikleri uygulanmış bilgi/tecrübeden dolayı mı? Veya dedelerimizin, babalarımızın, farklı zamanlarda farklı mekânlarda edindikleri her türlü obje, evrak veya kullanılmış metaları başköşede saklamaları, gizli çekmecelerde biriktirmeleri, çerçeveletip duvarlara dizmeleri, özenle saklayarak gelecek kuşaklara zaman zaman sözlü, uygulamalı veya görsel anlatımları zevk olsun diye miydi, yoksa tecrübenin doğru aktarımı için miydi? Misaller ve uygulamalar çoğaltılarak tartışılabilir. Koleksiyonerliğin yaşı yoktur. Bu işe erken ya da geç kalınmaz. Örneğin oyuncak koleksiyonu yapmak için büyümeyen bir çocuk ruhuna sahip olmanız yeterli gelecektir. Fakat sabırlı ve istikrarlı olmak gibi yetişkin özellikleri de yanınızdan ayırmamanız gereken destekçileriniz olacaktır.
Sanat tarihi hakkında bilgi sahibi olmak hem yaptığınız koleksiyondan daha fazla keyif almanızı sağlayacak, hem kim bilir, sahip olduğunuz koleksiyonu evrensel bilgilerle zenginleştirdiğinizde bir gün müzelik bir statüye bile kavuşturabilecektir. Tabii bilgi sahibi olmanın yolu başka koleksiyonları incelemekten, sık sık müze ziyaret etmekten, sergi ve sanat fuarlarını gezmekten, kitap okumaktan, bu alanda uzman kişilerden fikir almaktan geçiyor. Böyle bir yol izlediğinizde, yani merak saldığınız konuyu derinlemesine incelediğinizde koleksiyonunuzda seçici ve titiz olmanız kaçınılmaz olacaktır. Öncelikle ne biriktirileceğine karar vermek lazım. Bu işte kararlılık ve süreklilik çok önemli. Bunun yanı sıra bu iş büyük bir aşk ve tutku işi. Ruhunuzu, sevginizi, saygınızı ve emeğinizi katıyorsunuz. Bu vasıflar olmadan koleksiyoner olamazsınız. Yeri geliyor bir objeye sahip olmayı yıllarca bekleyebiliyorsunuz. Bunu göze almak lazım. Bu meşgalenin bir sonu olmadığını, sürekli beslemek gerektiğini en başından kabul etmek motivasyonunuzu sürekli canlı tutacaktır. Bu yolculuğun size kazandıracağı en büyük özelliğin ise disiplin olacağını, hayata karşı tutkunuzu artıracağını söylemeden geçmeyelim. Devam edecek…













