İNATÇI BİR ÇOCUK VE ÖRNEK BİR BABA

        Oğlum 8 yaşında ve 3-4 yaşlarından beridir, çok asabidir. İstediği olmadığında ortalığı mahveder, kırar, döker. Oyuncaklarını parçalar, arkadaşlarını ve bizi yumruklar. Kafasına taktığı şey olana kadar bize yapmadığını bırakmaz. Çoğu zaman çok ısrarcı ve laftan anlamayan bir çocuktur. Ama bazen bal gibi olur. Her şey ona göre tamamsa sorun yoktur. O güzel anlarda oğlumla zaman geçirmek bana çok iyi gelir ama gerilimli ve saldırgan olmaya başladığında ne yapacağımı bilemem çünkü ben şiddetle sorun çözen bir baba değilim. Konuşurum, mantıkla anlatırım, tatlılıkla yaklaşırım nadiren faydası olur. Ben babası olarak sakin yaradılışta biriyim ve çocuğuma şu ana kadar bağırmadım bile. Ancak benim oğlum yetenekleri ve tipi dışında bana hiç benzemez. Karakterlerimiz farklı gibi görünür ama ortada sorun yoksa tıpkı benim çocukluğumu yaşatır bana. Akıllı, okuyan, yaşına göre büyük düşünen bir çocuk oluverir. Ama öfkelendiğinde veya istediği olmadığında onu tanıyamazsınız. Öğretmenlerine anlatsanız asla inanmazlar.

       Karım büyüdükçe düzeleceğini söyler. Karımın abisi de böyleymiş. Gerçekten kayınpederim ve kayınbiraderim de biraz çabuk öfkelenen kişilerdir ama hemen yatışırlar ve bağırıp çağırmak dışında yaptıkları yanlış bir şey yoktur.

      Ben oğlumun durumundan dolayı çok rahatsızım. Karım oğlumuzu sıkça cezalandırmak zorunda kalır. Tabletini yasaklar, televizyon izletmez, odasına gönderir hatta bazen biraz tokatlar. Ben buna karşıyım. Başka bir yol bulmamız gerektiğini düşünerek karımı da ikna ederek önce bir pedagog ile görüştük. Ne yazık ki faydası olmadı.  Pedagog elinden geleni yaptı ama biz zaten onun söylediklerini uyguluyorduk. İkimiz de çok iyi eğitim aldık ve oğlumuzu yetiştirme konusunda önce kendimizi yetiştirmeyi hedefleyen bir çiftiz. Okuldan yardım istedik olmadı. Çünkü okulda sevilen ve başarılı bir çocuktur. Derslerinde çok iyidir. Spor ve satranç konusunda da yeteneklidir. Öğretmenleri çocuğun bir sorunu olduğunu düşünmüyorlar. Hareketliymiş, yerinde duramazmış ama ne eşyaya ne de arkadaşlarına bir zararı yokmuş. Şimdi çocuğumuzu oradan oraya gezdirmeden önce sizin bir fikrinizi almak istedik. Biz ne yapalım, nasıl bir yol izleyelim?

Rumuz: BB

      Örnek bir babasınız ve bunu benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Eşiniz ile soruna yönelik ortak davranmanız da çocuğunuz için büyük bir avantajdır ve haklısınız çocuğa şiddetle yaklaşılmaz. Fiziki veya psikolojik bütün şiddet türlerine karşıyız.

      Bu güzel çocuk, elinde olmayan nedenlerle böyle davranıyor gibi görünmektedir. Her şey yolunda ise üretken, sevecen ve meraklı, akıllı bir çocuk. Bir engelle karşılaştığında ise bir anda değişiyor.

      Şimdi yazacaklarım sadece genel ifadelerdir. Ve çocuğunuzu anlamak açısından elbette yeterli değildir. Onun dünyaya bakışını, öfke ve kırılganlığının ardında yatan nedenleri bilmiyorum. Ama bilim sorun çözmek amacı ile pek çok kategori oluşturur ve özellikle çocuklar ile ilgili sorunlar çok önem taşır. Bizlere düşen sorunu anlamak ve çözümleme konusunda hangi akılcı ve doğru yolu izlemek gerektiğine karar vermektir.

         Bu noktada çok önemli bir konu vardır. Çocuklarda görülen farklı ve çözümleyemediğiniz bir konu olduğunda pedagogdan önce, tıp biliminin içinde yetişmiş Çocuk ve Ergen psikiyatri doktorlarından fikir almanız gerekmektedir. Bu bir zorunluluktur. Çocuğun neler yaşadığını ve neye, kime, hangi uygulamaya ihtiyaç duyduğunu anlamak açısından çocuk ve ergen psikiyatristleri çok yönlü bakış açısı geliştirecek güçtedirler. Biz psikologlara gelince. Bizler çocuğun davranışlarından, resimlerinden, çevre ile olan ilişki farklılıklarından çok önemli detaylar elde ederiz ve çocuğu tanımlama konusunda aldığımız eğitimi başarıyla uygularız. Gerektiği zaman, çocukla ilgili gelişimsel testler de uygulayabiliriz. Oyun terapisi, dışardan gözlemek gibi işlemler ile çocuğu çok yönlü tanıma işlemi yaparız. Psikolojide genelden özele doğru geçerek, çocuğu anlamaya yönelik bir arayış içinde oluruz. Ancak; her şeyden önce tıbbi bir bakış açısı öneririm.

      Şimdi oğlunuz ile ilgili anlattıklarınızı yorumlama anına geldik.

      İnatçı ve karşı çıkma şampiyonu bir oğlunuz var. İstediği olmadığında verdiği tepkiler sizi çok yoruyor ve çaresiz bırakıyor. Yani çocuğunuz isteklerini engelleyen kurallara karşı oldukça tepkili. Otorite veya ceza da sorunu çözmüyor. Yazdıklarınız çocuklarda görülen “Karşı Çıkma ve İnatlaşma Bozukluğu” dediğimiz bir konuda düşünmemizi gerektiriyor.

      Çocuk Ruh Sağlığı konusunda böyle bir kategori vardır. Ve uzman doktor olan Çocuk ve Ergen psikiyatristleri ve klinik psikologların ortak olarak çalıştıkları bir alandır. Hem çocuğunuza nasıl yaklaşılacağı konusu hem de bu sorunu çözümleyerek yaşamına layık olduğu gibi devamı hedeflenir.

      Çocuğunuz herkesin uyduğu kurallara itaat etmekte zorluk çekmektedir. Sabrınızı taşırmakta ve sizin değilse de eşinizin yanlış yapmasına neden olmaktadır. Siz üzerine gittikçe o daha olumsuz daha saldırgan veya inatçı davranabilir. Ceza falan işe yaramaz, sizin de fark etiğiniz gibi. Aksine daha kindar, daha sinirli veya saldırgan veya karşı çıkan inatçı bir çocuk haline gelir. En çok endişelendiğim konu ise şudur: Bu güzel çocuk, sorun çözülmediği takdirde esas kişiliğinin göstergelerini kaybedebilir mi diye endişelenirim. Bu nedenle bir bilen ile görüşmeniz gerekir. Size taktik verecek, çocuğunuzun kişilik özelliklerine göre yaklaşım yapmanızı sağlayacak bilimsel bir bakışa gereksinimiz vardır. Bunu yapınız. Sizin ve çocuğunuzun huzur ve mutluluğu ve başarısı için gereken adımları atınız.

      Öncelikle aşırı disiplin kurallarına veda edin. Orta noktayı bulun. “Hayır” demeniz işe yaramıyor, gördüğünüz gibi.

      Ama bu da yetmez elbette. Oğlunuza bir verirken bir de almayı denemelisiniz. Yani onun evdeki uyumsuz davranışlarını sınır koymayı başarmalısınız. Çocuğunuz, tehdit altında olduğunu hissetmemelidir. Şefkat ve iyi niyetiniz ve sevginiz, ilginiz ön planda olacak. Ona “suçlu” hissettirmeyin. Aksine, her şeyin yolunda ve güvende olduğu duygusunu verin. Hem de bolca. Bu şımartmak değildir. Aksine sorunu onunla çözmek için sevgi ve güven konusunu araç olarak kullanmak demektir. İyileştirici bir ortam kurmak için bu girişimi yapmanız gerek.

       Karşı Çıkma ve İnatlaşma bozukluğunun tedavisinde ilk durak; çocuk ruh sağlığında uzman olan, çocuk ve ergen psikiyatristidir. Uygulanacak psikiyatrik tedavi varsa buna

karar verecek olan mercii, çocuk ve ergen psikiyatristidir. Bunun yanında bu bozukluğun tedavisinde, psikoterapinin gerekliliği de uzmanların üstünde durduğu bir noktadır. Ebeveyne verilecek aile terapisi ise, ailenin çocuğa doğru yaklaşımını sağlayacaktır. Böylece çocuğunuz geleceğe sağlıkla yürüyebilecektir.