Bir devlette makamlar ve o makamlarda oturan kişiler vardır ama bazı makamlarda oturuyor olmaları, o ülkeyi yönetiyorlar demek değildir.

  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti yönetilemiyor…

  Hükümet edenlerin devlet çalışanlarının maaşlarını ödeyebiliyor olmaları ve rutin işleri bile taka tuka zar zor yapabilmeleri devlet yönettikleri anlamına gelmez.

   Yönetemiyorlar… Ülke frenleri patlamış bir kamyon gibi duvara çakılmaya doğru gidiyor.

   Hiçbir sorunun üstesinden gelebilecek kabiliyetleri yok, yalnızca seyrediyorlar.

   Bu ülkede hiçbir şey insan odaklı değil, tam tersine insanların güvensiz ortamda yaşaması, hatta ölmesi için düzen kurulmuş gibi…

   Bu küçücük ülkede insanını koruyamayan bir yönetim var, hem de hiçbir konuda koruyamayan.

   KKTC halkı neredeyse rastgele yaşıyor…

   Kaldırımda yürüyen üç kişiye otomobilin çarpması, birisinin ölmesine, birisinin ağır yaralanmasına neden olması, “yeter artık” dedirtti ama bu durum rastlantı değildir, beklenmeyen bir olay olduğunu da söyleyemeyiz.

    Evet, kaldırımda yürümenin güvenli olmadığı bir ülkede yaşıyoruz ama buna şaşırıyor musunuz?

    Hayır, trafikte ölmek bu ülkenin en büyük sorunu, hatta en büyük toplumsal meselesi.

    Peki trafik çarpışmalarını, bu ülkeyi yönetenler ciddiye alıyor mu?

    Sıkça kazaların olması, insanların ölmesi, yaralanması konusunda çare bulmak için bir çalışmaları, çabaları var mı?

    Hayır yoktur, dertleri değildir, bu konuda kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.

    Ölenlerin cenaze törenlerine gitmekle görevlerinin bittiğini sanıyorlar.

    Bu ülkede trafikte insanların can vermediği hafta yok ama bu sorun ülkeyi yönetenlerin gündemine gelemiyor.

     Alın işte, ülkemize üniversite eğitimi almaya gelmiş gençler, kaldırımda kendi hallerinde yürürken bir otomobil süratle geliyor, onlara çarpıyor ve bir genç yaşamını yitiriyor diğeri yaşam savaşı veriyor.

     İnsanlar kaldırımlarda bile yürüyemeyecek hale gelmiş…

     “Trafiğe çıkanın canı tehlikede” diyorduk ama aslında sokağa çıkanın hayatı tehlikede.

     “Şehir ortasında deli gibi araç kullanma, yarış yapma, makas atma cesaretini nasıl buluyor insanlar?” diye soruyor birçok kişi sosyal medyada.

     Neye cesaret bulmuyorlar ki? Ülkede kuralsızlık hâkim, hem de her alanda.

     Bir saatte diploma sahibi olunan bir ülkede yasaya, kurala uyulmasını mu bekliyorsunuz?

     Hiçbir alanda kurallara uyulmaz da trafikte mi uyulacak?

     Trafikte bir acelecilik, bir sinirlilik, bir delirme hali var.

     Dediğim gibi, birçok alanda olduğu gibi trafikte de kuralsızlık hâkim.

     Ülke altyapısı yetersiz, yollar berbat, anayollara çok sayıda tali yol var, yollarımız trafikte olmaması gereken araçlarla dolu, tam çember olmayan çemberimsi çemberler tehlike saçıyor, sürücülerin eğitimi yetersiz, dünyanın dört bir tarafından gelen ve trafiğe çıkan yabancıların eğitimi ve trafiğe intibakı yeterli değil, birçok kişi polise yakalanmaktan, ceza yemekten korkmuyor, bir şekilde cezasını sildirebileceğini düşünüyor, zaten ehliyetine el konulan, araç kullanması men edilen kişiler yine trafiğe çıkıp araç kullanıyor…

     Bir kere ülke altyapısı, yolları gittikçe artan araç sayısına yetersiz kaldı…

     Peki tüm bunları dert edinen, kafa yoran, çözüm arayan ülke yöneticileri var mı?

     Hayır yok, onların gündemi başka…

     “Hep eleştirmeyin öneri de yapın” derler ya, trafikle ilgili yıllardır öneriler yapılıyor.

     Ülkedeki uzmanlar onlarca öneri yaptı yetmedi, yurt dışından uzmanlar getirildi, onlar önerilerde bulundu, ülkelerinde neler yaptıklarını anlattılar, konferanslar verildi, etkinlikler yapıldı, çağdaş ülkelerde yapılan başarılı işler gündeme getirildi, hatta çalıştay bile yapıldı.

     Ancak nafile, hiçbiri dikkate alınmadı, hiçbirini uygulamak için bir çaba sarf edilmedi.

     Birçok duyarlı kesim öneri yapmaktan yoruldu, ülke yöneticileri önerileri dikkate almamaktan yorulmadı.

     İnsanları yollarda patır patır ölürken hiçbir şey yapmayanlar, eserinizle gurur duyun, kaldırımda yürüyen gencecik bir insan trafik çarpışması sonucu hayatını kaybederken siz nasıl rahat ediyorsunuz çok merak ediyorum.