Okulların, olması gerektiğinin çok gerisinde bir altyapı sorunu ve eksikliklerle açılacağı endişeleri her geçen gün artıyor.

Bakanlığın okulların eksiksiz açılacağıyla ilgili çalışmalarının yetersiz olduğuna daha önce dikkat çekerek bakanlığın okulları açmayı isteyip istemediğini sormuştum.

Maalesef geçen günlerde daha da acı bir tablonun içinde olduğumuzu deneyimledim.

Eğitimdeki geri kalmışlık, hızlı gelişen bölgelerde kendini daha acı örneklerle göstermektedir.

Girne’nin batısındaki ilkokulları örnek göstereceksek kontrolsüz nüfus artışının ilk faturasını onlar ödemişti. Hale Alsancak İlkokulu’nda durum içler acısı… Bundan ders alıp çözüm geliştirilmediği için İskele’de sorun katmerleşmiş bir boyutta yeniden önümüze geldi.

Alsancak İlkokulu’na uğrayan bir kişi devletin 50 yıldır oraya uğramadığını görecektir. Özel sektörün desteğiyle yıllardır ihtiyaçlarını gidererek bugüne gelen okuldaki öğrencilerin yüzde 25’i Türkçe konuşmayı bilmemesine rağmen Türkçe eğitim veren sınıflarda bulunuyor.

Sorunlar yumağı her geçen yıl katlanan okulu öğretmenler de tercih etmiyor. Yetersiz bir altyapı, kalabalık sınıflar ve sorunlarına çare üretemeyecekleri yabancı uyruklu öğrencilerin bulunduğu okulun bu yıl normal tarihte açılmama riski bulunuyor. Nedeni ise her yıl olduğu gibi geçici öğretmen atamaları okullar açıldıktan sonra olacaksa Alsancak İlkokul imkansız açılamaz.

27 öğretmeni olması gereken Alsancak İlkokulu’nda şu anda 5 öğretmen bulunmaktadır. 22 öğretmenlik açık ise atanacak geçici öğretmenlerle giderilecek.

Bir okul düşünün ki öğretmenlerinin neredeyse tamamı geçici. Kadrolular kendi öğrencilerini mi eğitecek yoksa mesleğe yeni başlayan ve genellikle bir kısmı öğretmenlik eğitimi de almayan geçicilerle mi ilgilenecek. Sonuç kaybedilen nesilleri getirmektedir.

Öyle bir okul düşünün ki: 1974’ten kalma yenilenmeye ihtiyacı olan 6 tuvalet 500 öğrenciye hizmet vermektedir. Çocuklarımızı böyle sağlıksız koşullarda eğitim almaya mecbur bırakmanın utancı yıllardır ülkeyi yöneten herkese aittir.

Hijyen ve sağlıklı tuvalet hizmeti sunamadığımız, sınıflarına öğretmen atayamayacağımız, kalabalık sınıflarda okuyan ve sınıftaki bir kısım arkadaşlarıyla iletişim kurma imkanları sıfır olan bu nesile hepimizin özür borcu vardır.