Toksik; zehirli, zararlı demek. Bazı kimyasal atıklar, nükleer ifrazatlar, kitlesel ölümlere yol açan virüsler, uyuşturucular, uyarıcılar ve daha pek çok zararlı “toksik” olarak adlandırılır.

      İnsanın insanla kurduğu ilişkilere bu adın verilmesi çok da eski değil. Ancak, insanlık tarihi, zehirli, yok edici, zulmün muteberliğini sağlayan art alanların kabul gördüğü bir geçmişe sahiptir. “Toksik” sözcüğü gündelik dile yeni girmiş olabilir ama bilirsiniz, Amerika keşfedilmeden önce de vardı. Hem de yaşlı ve kocaman bir kıta olarak. Vespucci veya Kolomb buldu diye var olmadı. Zaten vardı ve birileri onu fark etti. Biri fark etti öbürü ne olduğunu anladı. Tıpkı ilişkilerimizdeki gibi.

      Toksisite sözcüğüne gelince, gene öncelikle bilimsel bir terimin bilim adamları tarafından kullanımı ile ilgili sınırlar, ölçütler aklımıza gelir. Öldüren zehir var, eksilten zehir var, iyileşmenin mümkün olmadığı veya olduğu zehirler de var. Yani bu terim, “zehirli” olanın; yok etme, bozma derecesini anlatan bir bilimsel kavramdır ve bu da günümüzde, gündelik söyleme giriverdi. Gerçekten de bazı ilişkiler öldürüyor. Bazıları sakat bırakıyor, bazıları ise kurtulduktan sonra bile izlerini taşımamıza neden olabiliyor.

      Adı “zehir” olunca, iyileşmeyi ummak ve doğru tedaviyi bulmak; başlı başına ayrı bir konu. Bunu ayrıca ele alacağız. Önce düşmanı tanımak daha doğru, değil mi? Böylece, nasıl savaşacağımıza karar vermeden onu tanımayı başarırız. Bu nokta önemli çünkü her şey olup bittikten sonra yaşanılan acılar; bizi yere serecek güçtedir. Victor Hugo; geçmişte kalana üzülmenin yeni dertler yaratacağını söylerken abartmaz. Ama biliriz ki iyileşme olmadan, geçmişe sünger çekilemez, geleceğe de yürünemez.

      Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El kitabında toksisite bir akıl sağlığı konusu olarak yer almamaktadır. Ancak bu kavram, toksik ilişki, toksik kişilik gibi kavramlar aracılığı ile gündelik yaşama girmiş bulunmaktadır. Özellikle, bazı kişilik bozuklukları; toksik davranışlar için uygun zemin olarak görülmektedir. Narsistler, bazı Nevrotik veya psikotik kişilikler; yakınlarıyla ve partnerleriyle zehirli ilişkiler kurmaya eğilimli olabilirler. Onlardan kopamazsınız ve bazen onlarsız da olamazsınız.

      Bunun yanında, arkasında patolojik veya spesifik herhangi bir neden olmaksızın toksik ilişkiler yaşayan çiftlerde de artış vardır. Bazı ilişkilerde eşit ve eşdeğer çiftler yoktur, örneğin. Kimi zaman ilişki çok çabuk doğal akışından uzaklaşıp bağımlılığa dönüşebilir. Kimi zaman bir bakarsınız ki, çiftin bir eşi, sorumluluk alma konusunda isteksizdir veya ilişkinin misafiri gibi davranmaktır. Bir taraf tükenirken, diğer tarafın güçlendiği ilişkileri de bilirsiniz. Veya dışarıdan muhteşem şanslar olarak görünen kadın, erkek, çoluk çocuğun; içerideki yırtıcılığını gözlerinizle gördüğünüzde bile inanmadığınız yaşantılarınız vardır. Öyle mi? Dikkatlice bakın o zaman. Bakmak ve görmek arasında çok fark vardır çünkü.

      “Beni olduğum gibi kabul et”. Evet, bu içerimizdeki en değerli arzulardan biridir. Değil mi ki, böyle bir kabul ediş, kendimizi sevmemiz, değer vermemiz açısından çok büyük bir kuvvettir. Biz iyi insanlar; kalbimizi, aklımızı, dürüstlüğümüzü ve emeğimizi birilerine sunarken tek istediğimiz olduğumuz gibi kabul görmektir. Ancak, “olduğunuz gibi kabul görmek” içinde ne barındırıyor? Çok güzel olmak zorunda değilsiniz, kısa, uzun, şişman, zayıf… Veya çok başarılı, çok zengin, çok gözde, kaslı, yakışıklı, okumuş, sosyal statü falan… Boş verin bunları ve iyi insan olmanın değer gördüğü denizlere yelken açın. Belki o zaman zehirleyen ilişkilerden uzak durma şansınız olur.

      Unutmadan, zehirli ilişkilere tutsak olmamanın şartları vardır, gerekçeleri vardır. Bunları tanımamız ve anlamamız gerekir. Zehirli kişilerden uzak durmanın yollarını bilmemiz gerekmektedir.

İyi, doğru, güzel insanlar… Hepimiz risk altındayız. İyiliği avlayan avcılara karşı av olmamanın yollarını öğrenmek zorundayız. Sonraki yazımızda bu toksik kişilikleri nasıl tanıyabileceğimizi konuşalım. Sanırım faydası olur. İyi ve güzel insanlar için.