Bu hafta pazartesi günkü yazımda; burjuvanın hışmından korktuğundan KKTC hükümetinin Türkiye’de farklı marketlerdeki binlerce ürünün fiyatını online olarak tüketicinin bilgisine sunan dijital şeffaflığı Kıbrıs Türk tüketicilerinin hizmetine sunamadığına vurgu yapmıştım.

TÜBİTAK eliyle geliştirilen https://marketfiyati.org.tr/ ile zincir marketlerdeki 50 bine yakın ürünün fiyatı artık tüm vatandaşların erişiminde olacak ve bu yolla açıklık koşulu yerine getirilerek etkin rekabet koşulları sağlanacak ve fahiş fiyat farklılıkları giderilerek tüketicilerin en ucuz ürüne erişimi sağlanacaktır.

Tüketicileri korumayı hedefleyen Türkiye benzeri bir sistemin KKTC’de de getirilmesini beklerken daha önce Ekonomi Bakanı tarafından 1 Şubat’ta 79 ürün için elektronik etiket uygulamasına geçileceği duyurulurken geçtiğimiz günlerde ise yine Amcaoğlu, “Dijital Karekod Sistemi” için gerekli tüzük değişikliklerinin onaylandığını ve tüm çalışmaların 3 – 30 Haziran tarihleri arasında sonuçlanacağını iddia etti.

Amcaoğlu kusura bakmasın ama bu açıklamalar bize Ersan Saner’in Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı iken kurmayı başaramadığı yerli hava yolu şirketinin şu ay veya bu ay kurulacak şeklindeki ciddiyetten yoksun açıklamalarını hatırlattı.

Sayın Bakan Dijital Karekod Sistemi ile ilgi açıklama yapmasının hemen akabinde ülkemizde duayen mali müşavirlerden Göksek Saydam ile değerlendirme yaptık. Özetle Dijital Karekod olarak adlandırılan bu sistemin ne amaçladığının net olmadığı ve kötü niyetli olarak da kullanabileceği düşüncesi bizlerde hasıl oldu.  Bu endişenin giderilmesine yönelik olarak aşağıdaki soruların kamuoyu nezdinde yanıtlanması gerektiği görüşündeyiz:

Ø  Uygulanmaya konması amaçlanan Dijital Karekod Sistemi” ile hükümet ne amaçlamaktadır?

Ø  Bu uygulama ile özellikle dar gelirliler olmak üzere tüketicilerin refahı nasıl korunacak ve artırılacaktır?

Ø  Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın yoğun bir şekilde denetleyip cezaya tabi tuttuğu halk yararına fahiş fiyat uygulamalarını ve stokçuluğu işbu Dijital Karekod Sistemi nasıl önlenecektir?

Ø   Bu uygulama ile TÜFE’ye esas alınan başlıca[OŞ1]  kalemlerin kâr marjı ve vergi sıfırlaması gibi yöntemlerle fiyatlarının baskı altına alınarak enflasyonun olduğundan düşük çıkartılması ve bu yolla bütçeye olan yükü azaltılarak çalışana ve emekliye kötü niyetli olarak hayat pahalılığı ödeneğinin budanması mı amaçlanmaktadır?

Ø  Bu sistemin ve altyapısının devreye konması bütçeye ne kadar yük getirmiştir?

Ø  Bu konudaki alımlar için ihaleye çıkıldı mı?

Ø  Uygulama kapsamına dahil edilecek işletmelerin ilgili sisteme yönelik yapacakları harcamaları fiyatlarına yansıtmaları sonucu fiyatlarda artışa neden olmayacak mı?

Sonuç olarak; Ekonomi Bakanlığı’nın bu uygulaması sonucu inşallah “yüzü astarından daha pahalı olmaz” şeklindeki Göksel beyle ortak temennimizi ifade etmek istiyorum.