Kıbrıs sorununa çözüm ve AB üyeliğinin önemini ve aciliyetini savunanların temel argümanı ülkede yapılan işlerin keyfiyetten veya usulsüz uygulamalardan kurtarılarak uluslararası hukuka entegre edilmesidir. Aslında bu argüman egemen eşitlik talep eden bugünkü siyaset için çok daha fazla öneme haizdir. Zira, BM nezdindeki üye ülkelerin sizi egemen eşit olarak muhatap kabul edebilmesi için uluslararası hukuk, norm ve örgüt değerlerine uyumu ön şart olarak görmektedirler.
Bilindiği gibi; çalışma yaşamında uluslararası alanda tek yetkili kuruluş ILO yani Uluslararası Çalışma Örgütü’dür. Dünya devleti olma iddiasında ve hayalinde olan bizim gibi ülkeler çalışma hayatında ILO’nun normlarına ve tavsiyelerine riayet etmek durumundadırlar. İşte bu noktada, sektörel asgari ücret uygulama niyetini beyan eden KKTC hükümeti ve paydaşları kendi özel ajandalarına göre asgari ücret belirlerken ILO’nun ilgili normları ve tavsiyeleri ile ters düşmemelidirler.
ILO’nun sektörel asgari ücret ile ilgili saptama ve uyarılarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür (https://www.ilo.org/media/53986/download):
· “Dünya genelinde asgari ücret sistemleri çeşitlilik gösterir ve ülkelerin ihtiyaçlarına ve tercihlerine bağlı olarak birçok yaklaşım mümkündür. Bazı ülkelerde tüm çalışanlara yalnızca tek bir asgari ücret uygulanırken, bazılarında faaliyet sektörüne, mesleğe veya coğrafi bölgeye göre birden fazla asgari ücret oranı vardır.
· Basit sistemlerin işletilmesi, iletişimi ve uygulanması daha kolaydır, ancak bir ülke içindeki farklı bölge veya sektörlerin özel koşullarını hesaba katmak için daha az alan sunarlar.
· Daha karmaşık sistemler, farklı sektör veya bölgelerin koşullarına daha iyi uyarlanabilir, ancak daha fazla kurumsal kapasite gerektirirler. Aşırı karmaşık sistemler etkinliklerini kaybetme eğilimindedir ve bazı durumlarda işçiler ve işverenler arasındaki toplu pazarlığa müdahale edebilirler.
· Özellikle asgari ücretler sektöre veya meslek kategorisine göre belirleniyorsa, eşit değerdeki işe eşit ücret ilkesine uyulması sağlanmalıdır. Örneğin, kadınların ağırlıkta olduğu sektörlerde asgari ücretler sistematik olarak daha düşük olduğunda ayrımcılık söz konusu olabilir. Benzer şekilde, göçmen işçilere ve engelli işçilere karşı ücret ayrımcılığından kaçınmak önemlidir.
· Eşit değerdeki işe eşit ücret ilkesi ile bazı ülkelerde belirli bir yaşın altındaki genç işçilere uygulanan ve işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştırmak amacıyla belirlenen düşük asgari ücret uygulaması arasında da bir bağlantı bulunmaktadır.
· Her ülkenin kendine özgü koşulları ve politika hedefleri çerçevesinde, asgari ücretlerin "gerektiği kadar karmaşık, ancak mümkün olduğunca basit" tutulması ve eğitim hedefleri, iş deneyimi veya beceriler gibi nesnel ve geçerli nedenlere dayanmayan farklı çalışan grupları arasında ücret farklılaşmasından kaçınılması önerilir. Asgari ücret sistemleri ayrıca ücretlerin toplu pazarlık yoluyla belirlenmesine de olanak tanımalıdır.
· Mal ve hizmet maliyetleri, aynı ülke içindeki bölgeler arasında önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Bazı ülkelerde işgücü piyasasında bölgesel farklılıklar da görülebilir; ülkenin bazı bölgelerinde canlı ekonomiler ve düşük işsizlik oranları, diğer bölgelerinde ise daha az dinamik bölgeler ve daha yüksek işsizlik oranları görülebilir. Brezilya, Rusya Federasyonu veya Amerika Birleşik Devletleri gibi bazı büyük ülkeler, ulusal asgari ücret tabanını daha yüksek bölgesel ücretler belirleme olanağıyla birleştirir.
· Diğer asgari ücret sistemleri, toplu sözleşmelerin ve yasal asgari ücretlerin bir kombinasyonu yoluyla, düşük ücretli sektörlerde veya toplu sözleşmenin yapılmadığı faaliyetlerde çalışanları korumayı amaçlayan bir yapıya sahiptir. Bu, genellikle faaliyet sektörüne ve bazen de mesleklere göre, sektöre özgü ekonomik faktörleri de hesaba katan birçok özel oran içeren bir asgari ücret sistemiyle sonuçlanır. Bu durum, örneğin "planlı" meslekler için çok sayıda farklı oranın olduğu Hindistan'da ve Güney Afrika'da geçerlidir. Bazı ülkelerde, bu sistemler, Kosta Rika gibi, belirtilmemiş faaliyetlere uygulanan genel bir oranla tamamlanır.
· Karmaşık sistemlerdeki zorluklardan biri, eşit değerdeki işe eşit ücret ilkesine uyulması gerektiğidir. Örneğin, sektörel ve/veya mesleki asgari ücretlerin ulusal asgari ücretten daha düşük olarak belirlenmesi, 1958 tarihli Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi'nin (No. 111) temel ilkelerini ihlal edebilir.”
Sonuç olarak; uygulamaya yönelik etkin idari ve denetim kurumsal kapasite gerektiren son derece karmaşık sektörel asgari ücret belirlenirken benzeri birçok düzenlemede olduğu gibi Hükmü Karakuşî değil uluslararası alanda otorite durumundaki ILO norm ve uyarıları mutlaka dikkate alınmalıdır.
