İstatistik Kurumu’nun hayat pahalılığını belirlemede kullandığı sepetten DVD player de çıktı.

   Bu sepete göre, hayat pahalılığında en yüksek fiyat artışı yüzde 200’le ‘DVD player’de olmuş…

   Maşallah, İstatistik Kurumu’nun sepetinden naftalin kokusu yükseliyor…

    Sosyal medyaya baktım, millet “DVD player mi kaldı?”, “Satılıyor mu halen DVD player?” veya “Hangi teknoloji destekliyor ki DVD oynatıcıyı?” diye sorular sorup dalgasını geçiyor.

    Mesele DVD player olunca birkaç söz de ben söyleyeyim dedim.  

    Yeni televizyon aldık, bir de ne göreyim ‘DVD player’i bağlayacak bir yeri yok.

    Televizyonu getiren genç arkadaşa “DVD cihazına bağlayacak yeri yok mu bu televizyonun?” diye sordum.

    Önce yüzüme “DVD player mi kaldı be abi?” der gibi baktı, sonra da gülerek, “Smart TV abi bu, buradan dijital dünyaya dalacaksın, DVD oynatıcıya ihtiyacın olmayacak” dedi.

    Yeni bilgisayar aldım, onun da DVD oynatıcı- CD çalar bölümü yok…

    Otomobili değiştirdim, onun ise CD çalarının olmadığını gördüm…

    Yığınla film DVD’m, yığınla müzik CD’m öylece dolaplarda kaldı.

    Daha naylon ambalajını çıkarmadığım film DVD’lerim var, “Ne olacak şimdi bunlar?” diye söylendim.

    Özenle sakladığım müzik CD’lerimi dinleyecek yer bulamıyorum.

    Bu arada ondan önceki teknoloji olan müzik kasetlerim de var, onları da dolapta saklıyorum.

    Teknoloji değişince, gelişince arşivlerimizden yararlanmamız da zorlaşıyor.

    Duydum ki bir ara parça/ ara cihaz geliştirilmiş, onu satın alınca en yeni teknoloji televizyonlara da DVD player bağlayabiliyormuşuz.

    Mutlaka o ara parçayı satın alıp film DVD’lerimi izleyeceğim.

    Bu arada arkadaşlar söyledi, müzik CD’lerini, eski kasetleri çalabilen, USB girişi de bulunan ayrıca radyo görevi de yapan cihazlar da satılmaya başlanmış.

    Yani eski ile yeniyi aynı cihazda buluşturmuşlar.

    İşte o cihazdan da satın alacağım…

    “Ne gereği var, her şey elinin altında, her istediğine iki tıklamada erişebilirsin” diyebilirsiniz.

    Doğrudur, ulaşıyorum, zorlanmıyorum ama ben o eski teknolojileri de çok seviyorum, çok anılarım var onlarla…

     Hatta daha eskileri bile özlüyorum; mesela VHS ve Betamax kasetleri olan video oynatıcıları da…

     Düğünümüz, VHS video kasetine çekilmişti, götürdüm onu DVD’ye aktarmıştım, şimdi de onu izlemekte zorlanıyorum, gidip DVD’dekileri de USB belleğe aktarmam gerekecek… Yoksa bulut teknolojisinden yararlanıp buluta mı yüklesem?    

     Bakın İstatistik Kurumu’nun yenilemediği sepetleri nedeniyle neler geldi aklıma?

     Yani diyeceğim o ki; Allah müstahakkınızı versin, teknolojisi geride kalmış, artık tercih edilmeyen, satılmayan bir ürünü nasıl olur da hayat pahalılığının belirlenmesinde kullanırsınız?

     Piyasada DVD player bulmak zorken, İstatistik Kurumu nasıl olur da bu ürünü kullanır ve nasıl yüzde 200 bulur artışı?

     Bu durum aslında, hiç dışarı çıkmadan, mağazalara gitmeden, kafadan fiyat girişi yaptıklarını gösteriyor.

     Bu arada, yukarıda "CD'lerim, CD'lerimi dinleyemiyorum" diye sızlanıyordum ya, İstatistik Kurumu'nun sepetinde CD de var. Vallahi var, hem de "Dolu CD" yazıyor. Üstelik fiyatı en yüksek artış gösterenler listesinde beşinci sırada.

     Dolu CD fiyatı yüzde 75.49 artış göstermiş... Yaaaa hem de dolu CD, boş da değil. Kim satıyor acaba artık dolu CD'yi? Yani içinde müzik, film ya da bilgisayar oyunu olan CD mi kaldı piyasada? Varsa bile onu çalacak cihaz mı kaldı?

    Hade boş CD satılıyor diyelim ama merak ediyorum halen CD'ye bir şeyler kaydedecek insan mı kaldı acaba? Gerçekten akıl alır gibi değil.

    Bu arada fiyatı en çok yükselenler arasında, İstatistik Kurumu'nun sepetinin 12'nci sırasında futbol topu da var.  Yaaa futbol topu... Millet işi gücü bıraktı herkes futbol oynuyor, evimizin vazgeçilmez parçası futbol topudur sanki de... Harika, değil mi?

    Dünkü yazımda, İstatistik Kurumu’nu incelemek için kurulan Meclis Araştırma Komitesi’nin ara raporunda verilen bilgilere değinmiştim.

    Kurum yetkililerinin, 14 ay boyunca fiyatların değişmediğine, mesela 308 ürünün fiyatının bir yıl boyunca değişmeyip aynı bırakıldığına, 97 ürünün fiyatının hatalı girildiğini itiraf etmek zorunda kaldığına dikkat çekmiştim.

     Bir ilçede derlenen fiyatların deftere artışlı olarak yazılmasına rağmen bilgisayara artışsız olarak işlendiğini, bir ilçede kira üzerine araştırma yapıldığını ve mevzuat gereği 5 yerden kira fiyatı alınması gerekirken bir yerden kira fiyatı alındığını, 4 konuttan alınmadığını yazmıştım.

     Öte yandan, beyaz eşyada 3 bilinen firmadan TV fiyatı alındığını, iki yerden alınan fiyatların arttığını ama diğerinden alınanın ise ne hikmettir ki 9 ay boyunca 8 bin 600 TL’de kaldığını belirtmiştim.

     Düne ve bugüne "DVD player" damgasını vurdu…

     Millet espri yapıyor, dalgasını geçiyor, bense DVD- CD nostaljisine daldım ama durum ciddi, ortada bir gerçek var ki çalışanların, emekçilerin hakkı işte böyle çalınıyor, insanlar işte böyle mağdur ediliyor.

    Ortada büyük bir sorumsuzluk var ama hükümet yetkililerinden “çıt” yok…

    Bu sorumsuzluğa imza atanlardan hesap sorulacak mı, hakkı yenen insanların mağduriyeti giderilecek mi?

     Önemli makamlarda oturmak, hayati önemi olan kurumlarda çalışmak sorumluluk ister, ciddiyet gerektirir. Yaptığınız işi tam yapacaksınız…

     Orada oturmak yetmiyor, gereğini yapacaksınız, herkes bir köşeyi tutmuş ama yalnızca tutmuş, icraat sıfır…